Duyurular

...

TÜRK MEDENİ KANUNU'NUN KABUL EDİLMESİ İLE İLGİLİ MESAJ

 

             Medeni Hukuk bir ülkenin vatandaşlarının birbirleri ile ve belirli bir ölçüde devlet ile olan ilişkilerini düzenlediğinden uygarlaşmanın ölçüsüdür. Bu nedenle laik ve çağdaş esaslara dayalı bir cumhuriyet için çağın gereklerine uygun ve toplumsal gelişmeye zemin hazırlayan bir hukuk sisteminin olmazsa olmaz parçasıdır.

 

             Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'ün TBMM kürsüsünde “Medeni Hukukta aile hukukunda takip edeceğimiz yol medeniyet yolu olacaktır. Hukuk işlerini oluruna bırakmak ve hurafelere bağlılık milletlerin uyanmalarını engelleyen en ağır kâbustur. Türk milleti üzerinde kâbus bulunduramaz.“ demesinin üzerinden iki yıl bile geçmeden 17 Şubat 1926 'da TBMM'de 743 sayılı Türk Medeni Kanunu kabul edilmiştir.

 

        743 sayılı Türk Medeni Kanunu Atatürk'ün muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma hedefi doğrultusunda büyük bir cesaret ve kararlılıkla yapılmıştır. Bu kanunla Türk milletine o dönemin en ileri ülkelerinin vatandaşlarına verdiği hak ve özgürlükleri vermek amaçlanmıştır.

 

           743 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun kabul edilmesi ile evlilikte tek eşlilik, mirasta kadın erkek eşitliği, boşanmada eşit haklar,  kadınlara istediği mesleği girme hakkı verilmesine yönelik yasal düzenlemeler ile kadın erkek eşitliğinin sağlaması için çığır açılmış, kadınların üretime ve sosyal yaşama katılmasının önü açılmıştır. 

 

          1 Kasım 2001 yılında kabul edilen 4721 sayılı yeni Türk Medeni Kanunu ile edinilmiş mallara katılma rejimi başta olmak üzere, erkeğin evin reisi olmasın sona erdirilmesi, evli kadınların çalışmaların eşlerinin iznine bağlı olmasının kaldırılması vb ile günümüz dünyasında kadın erkek eşitliğinin gerektirdiği yasal düzenlemeler yapılmıştır. 

 

           Yeni Türk Medeni Kanunu ile kadınları hem aile içinde hem de toplum içinde daha da eşit ve güçlü hale getirmeye yönelik yasal düzenlemeler yapabilmemiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aile hukukunda takip edeceğimiz yolun medeniyet yolu olması isteğinin peşini bırakmadığımızın göstergesidir. Ancak aile hukukunda takip edeceğiz yolun medeniyet yolu olabilmesi için yasal düzenlemeler ne kadar çığır açıcı olursa olsun kadınların haklarını kullanabilmeleri için tek başına yeterli değildir.

 

          Kadınların eşit miras almadan istediği mesleğe girebilmeye değin medeni kanunda tanınan haklarını gereği gibi kullanabilmesi için özellikle de kadınların medeni kanunda çok açıkça tanınmış olan evlenme ve boşanma ile ilgili haklarını kullanmak istediklerinin de yaşam haklarını dahi yok eden şiddete maruz kalmamaları için devletimizin tüm kurumlarının ciddi sorumlulukları bulunmaktadır. 

 

            Kadınların medeni kanunda tanınan haklarını gereği gibi kullanabilmesi haklarını kullanırken şiddete maruz kalmamaları için üniversitelerin de sadece hukuk fakülteleri ile sınırlı olmayacak biçimde sorumlulukları bulunmaktadır. Özellikle de Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezlerine önemli görevler düşmektedir. Biz de KADAUM olarak Çukurova Üniversitesinde bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirebilmek için elimizden gelini yapmaya gayret edeceğiz.